Üstüne düşünülmemiş aşklar yüzyılı

Tarih kitaplarındaki gibi hesaplanan bir yüzyılın ilk çeyreğinden yazıyorum sana. Hesaplıyorum, hesaplıyorum sonuç yok. Henüz kaçıncısı olduğunu bilmediğimden, ona en çok senin yüzyılın diyorum. Ürkütmek istemem kuş kalbini, üzgünüm; bunu en çok sana adıyorum.
Yazanıyla okuyanı aynı anda yaşayan tarihi bir metin bu. Yazanıyla okuyanı aynı yaşta ama kuşak çatışmasında biri diğerini yaralamış. Yazanıyla okuyanı kardeş ama katletmiş biri diğerini. Tarihi belgelerdeki gibi.
Bir savaş tasviri olmayacak ya da bir antlaşma metni. Ne diyordu Yusuf? Sen onu tanımazsın da. Bu:
Sazanların Tarihi.
Ne zaman diz çöküp "ben bir şey düşüneceğim" desen, yapman gerekenler seni omzundan tutup koşmaya zorladı. Ne zaman birinin gülümsemesine tanıklık edecek olsan, kendi gözyaşının esiri oldun. Ne zaman birine sarılsan, daha güçlü kolları düşünüp hayıflandın. Ne zaman bana bu yeter desen, içindeki mor kuyruklu pullu balık; "doymam ben yetmez" dedi.
Bir filmi merak ettin, bir tiyatroyu; yarının planı hepsini yuttu. Ne zaman açık olsan, çok cesur mesela; korkaklık yoluna taş koydu.
Bir zamanlar hayatının aşkını buldun, bir şeyi eksik geldi, ondan da uzak durdun. Tamamlamak zordu. Düşünmek hep zor. Yine bulacaksın onu, nerden mi biliyorum? Bu tarihe tanıklık ettim. Katledilen kardeştim, katleden de ben. Üstüne düşün ki çık yüzyılından. İnsanlığa yayıl. Kavminden kaç. Terkederken kabını; şeklini değil, rengini al bu defa. Değişsin çağının adı. İsteyelim müjdeyi...üstüne düşünülmemiş aşklar yüzyılı bitti.

Zaman bulamayıp ertelediğin o günlüğü biri yazmalıydı, okuyanın ağzından. Ağzın da benim, elin de şimdi.
Her şey çok hızlı. Geçmez sandığın zaman, bitmez sandığın ömür. Hesapları seversin? Bul bakalım bir insan, diğerini en fazla ne kadar düşünür. Aşık oluruz, aşk biter. Arkadaş oluruz, içimiz soğur. Baba oluruz bebeğimiz büyür.
Yahu bir sayı söyle, olmadı böyle; tarihi metinlerde hep yıllar bulunur.