Aklımdan Göçenler

Tutarsızlıkların devri, haklı isyanların gölgesinde.. 
Bizler, kararlı duruşun güneşinde cayır cayır yandık. Kara tenimizin yegane sebebi budur. Kararlı olmasak hepimiz sütten çıkmış ak gerdanlarız zaten de, bronzluk moda.  
Devir gerçekten değiştiyse eğer, biz de aynı kalmadık.. ve değişmeyen tek şey değişimin abisiyse, benim dayım kimin kardeşidir? 
Bu yargıdan hangi sonuç çıkarılır, o sonucu neyle toplarsak hayatın amacına ulaşırız?
Tebrikler kısa dönem menfaat ilişkileri sürecinde sizinle de olumlu ilerliyoruz sevgili okur. Kıymetimizi bilin; herkese red, size kucak dolusu 'hazır mail taslağı' ve kendinizi bir 'şey' hissetme fırsatı.
Güzel hayallerin güzel kurucu üyeleri, umutlu birlikteliklerin umutlu takım liderleri! Çeneler yukarı, vakur bakışlar sol üste.. Tanıdığınız iki kişiyi de yolda tanımamazlıktan gelirseniz, siz de bu işi kıvırdınız demektir.
Tecrübelerimizi diyorum, keşke kendi gönlümüzde kazanabilsek. 10 iş günü bile yeter. Ne çok şey öğreniriz evladiyelik. Öyle sabah 8, akşam 5 bile değil. Mesailerden bıktık, hadi biraz sosyal olalım.
Yapmamız gerekenlerden, arzularımıza otostop mu çeksek hafta sonları? Pazartesiye kadar geri dönmeliyiz. Sendrom yaşayacak insanlar lazım psikoloji bilimine. O kadar uzun yol öyle gidilmez dediniz, peki tamam, iyisi mi kanatlarımızın çıkacağı günü bekleyelim. Uçarız belki.
Kanadı olsa hangi kuşla yarışacağını düşünenler için gökyüzü bile yarış pisti olur. O zaman biz bir süre daha yürümeye devam edelim mi sizle?
İnsanlardan şikayet etmenin halesinde, kendini ele vermenin eşiğinde; yıkık isteklerle dimdik duruyoruz. Birbirimizi mi? Tabi ki seviyoruz ama taşın altına koyacak ellerimizle, yaşamak zorunda olduğumuz hayatları taşıyoruz biz. Ah güzel Allah'ım iki el daha verseydin her şey yoluna girecekti.
Sevmek de yetecekti, hatta 'sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir' diye şarkı yazacaktı biri. 
Elleri çok severim ben, iki eli varken hayata dört elle sarılanlara da derin sevgi beslerim. Sonra sıkılırım. Unuturum. Sevgi solar, susuz kalır. Tomurcuğu tozlanır. Ben de devre ayak uydurdum diye el çırparım . 
Tutarsızlıkların lale devri; haklı isyanların, haklıyken haksız duruma düşen isyancıları..
Yaşamak zor, gerçekten zor. Duygusalsınızdır buna inanıyorum. Mantığınıza, hislerinizin önüne geçsin diye vurduğunuz kırbaçlar da realist yanınızı simgeliyor. Sizi anlıyorum. 
Ama mantık genel bir kural olsa; tüm erkekler eyere yan binmez miydi, diye soran kitaplar okuyorum. 
Bulutları bazı hayvanlara benzeterek,  sizin yarış pistinizi -izninizle- ben tuval yapıyorum hayalgücüme. Yarıştığınız kuşların göç edişlerini izliyorum. Sizi umursamayışlarını gördükçe kanatlarıma inanamıyorum!
Leylekleri bekliyorum. 
Turnaları bekliyorum..











Yorumlar